8 Mart 2015 Pazar

VALİ YARDIMCISI, BÜYÜKERŞEN'İ SUÇLUYORDU



            VALİ YARDIMCISI AYDIN TETİKOĞLU
                 BÜYÜKERŞEN’İ SUÇLUYORDU

              TAYYİP'İN VALİSİ Mİ, DEVLETİN VALİSİ Mİ?


            Öyle anlaşılıyor ki, Eskişehir'e atanan çiçeği burnunda yeni Vali'mizle çok kavga edeceğiz. Mektuplarımı yazarken Sayın  Vali'mizin devletin tarafında olmasını umut ettim ve  mafyalara pirim vermeyeceğine inanarak şahsımı mahçup etmesini  bekledim. 
            Fakat hiç de düşündüğüm gibi biri çıkmadı. Hatta Vatandaş Kenan'ı "aptal" yerine koydu. Oysa diyebilirdi: "Yahu bu ifade alma faslı benim yardımcılarımın görevi değil ki... Bu ülkede savcı yok mu kardeşim? Herkes kendi işini yapsın... Bizi  pislik işlere bulaştırmayın..."
           Devletin bir düzine savcısı dururken neden Vali Yardımcısı "savcılığa" soyundu? Bir "şüpheli"den ifade alma işini Eskişehir Başsavcısı'nın talep ettiği ortadaydı. Demiş olmalı  ki: "Benim binada Vatandaş Kenan'dan ifade alacak yürekte bir savcım kalmadı. Allah rızası için bu deliyi alın başımdan... Biraz da Vilayeti karıştırsın...
           Doğrusu bu... Eskişehir Adliye Binası'nda ifademi alacak bir "yiğit" kalmadı ki. Kimi zaman Asayiş Şube'deki polislere havale ediliyorum, kimi zaman   işte gördüğünüz gibi Vali Yardımcıları'na... Yakında "yargılayacak hakim"  bulamayacaklar,  Hizbullahçı Tayyip de görür inşallah.
           Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar, şahsımı bilgilendirmek adına 24/04/2009 tarihli bir yazı gönderdiler. Bu yazıda yağmalanan sit alanları ve yağmalanan tarih hakkında   bilgi yoktur. Ilgaz mafyasının sahte ruhsatlı 30 adet kaçak villasının "yasal" olup olmadığı konusunda da bilgiler yoktur ve  villa sayısı 30 adet gösterilmiştir. Oysa "1. dereceden korunması gereken bu sit alanında" 70'e yakın villa bulunmaktadır. Sayın Vali kimi kandırmaya çalışmaktadır? Vatandaş Kenan'ı mı?
          Hiç bir soruşturma yapmadan AK'ladığı şahıslarla ilgili "SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE" yazısı aşağıdadır. Yazıdan anlaşılacağı üzere Ilgaz çetesinin AKP KURUCUSU  olması sebebiyle ihbarlarım ve yasadışı işler  kapatılmıştır. Rüşvet almakla suçladığım mevki-makam sahibi memurlarımız soruşturma bile geçirmeden AK'lanmıştır. Pislik Ilgaz mafyasının Eskişehir Valisi tarafından da himaye edildiği böylece anlaşılmıştır. Çünkü rüşvet yemekle suçladığım üç müdür soruşturmadan geçerse AK'lanması mümkün değildir ve haliyle Şerrrefsiz Ilgaz mafyasının pislikleri de böylece ayyuka çıkacaktır. Tayyip'in hangi hizmetkarı izin verir buna?
           Kısacası Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar, Devletin Valisi olmadığını, Tayyip'i ve yamuk düzenini temsil ettiğini çok net şekilde anlatmıştır. Durum böyle olunca akıllara şu soru gelmektedir: "Vali Mehmet Kılıçlar döneminde Ilgaz mafyası pisliklerini kusmaya devam mı edecektir?"
           Sayın Valimiz bilmelidir ki: Eğer ki uçkurubozuk bu namussuzlar adalete teslim edilirse ve gereği yapılırsa  devletimiz ve Eskişehir'imiz kazanacaktır.
           Konulara girmeden önce Vali Mehmet Kılıçlar'a  şunu hatırlatalım: Her tarafından pislik akan bir mafyaya, sadece AKP kurucusu olması sebebiyle devletin tüm yöneticileri tarafından yardım ve yataklık edilmektedir. Yasalar önünde suçlu olan bir kimseye "yardım ve yataklık eden" bir başka  kimse suç işlemiş sayılır ve cezaları vardır.     
          Yağmalanan sit alanları, kaçırılan üç bin yıllık tarih ve 70'e yakın kaçak villa "yasal" gösterilmeye çalışılıp suçbirlikçileri  hakkında "SORUŞTURMA İZNİ" verilmiyorsa, ortada bir yamukluk vardır ve bu durum Anayasamıza göre  suçtur.
          Devletin bir Valisi Anayasal suç işlerse ne olur?
         Bir dizi yasadışı  hizmetler karşılığında rüşvet yedikleri ortada olan mevki-makam sahibi devlet memurlarını AK'lamak, Vali'nin görevleri arasında mıdır? Devletin İdare Mahkemeleri  bu rüşvetçi memurlarımızı yargılamak için kurulmamış mıdır? Eskişehir Valisi kendini devletin üstünde mi görmektedir? Devletin kanunları kimler için yapılır ve kimlere uygulanır? "Rüşveti zıkkımlanan" müdürleri  ihbar ediyorum, "şüpheli" ilan ediliyorum, saçma sapan sorularla ifadelerim alınıyor. Rüşveti zıkkımlananlar ise soruşturma dahi geçirmeden devletin Valisince AK'lanıyor. Bu mu ADALET? "İşte bu adaletin içine tükürmüşüm"  ÜÇ sene hapsi yemişim... Allah belanızı versin...
         Ortada bol miktarda "yamuk durum" vardır ve Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti ise bu yamukluklara birilerinin nokta koyması gerekir: Rüşvet yiyen savcıyı Adalet Bakanı AK'lıyor...  Rüşvet yiyen Büyükerşen'i İçişleri Bakanı AK'lıyor... Rüşvet yiyen müdürleri Eskişehir Valisi AK'lıyor...
         Durum buysa, bu memlekette Mahkemelere, savcılara, hakimlere ne gerek var?
         Emirler  Başbakan Tayyip'ten geliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hukuk devleti olmadığı, Tayyip'in deyimiyle  "GUGUK DEVLETİ"  olduğu ortaya çıkıyor. 
          Ancak Vali'mizin unuttuğu ince ayrıntılar vardır ve çözümler bu ayrıntılarda gizlidir. Mesela fukaralaştırılmış insanlarımız şu günlerde hep aynı türküyü söylüyor: "Keser döner sap döner, böyle giderse çok yakında hesap döner..."
        Birileri döndürmek zorunda kalır, işte o zaman birileri de darağacında sallanır... Çünkü geçmişimizde bunlar vardır, geleceğimizde de hep olacaktır. 
        Vali Kılıçlar bilmeli ki: 70'a yakın bu süper lüks kaçak villayı yıktırmak, TC Devleti Vatandaşı  Kenan'ın görevidir.  Bu kaçak villalarda oturan ayrıcalıklı mahlukatlar, Vatandaş Kenan'ı karalamakla, iftiralar atmakla sadece zaman kazanıyorlar. Bir  ya da üç yıl geç yıkılması bir şey değiştirmez. 2013 yılında bu sit alanı topraklar ülke turizmine kazandırılacak ve 60 villa sahibi  yasalar önünde hesap verecekler.  Hizbullahçı Tayyip'in Valileri  inanıyorum ki o zaman "devletin valisi" olmaya karar verecekler. Dedim ya "keser döner sap döner..." Her zaman dönmedi mi? Ceylan derili koltuklar kimlere kaldı ki?
            Şimdi Sayın Vali'mizin yazısına gelelim:
            Şahsıma gönderilen bilgilendirme yazısında:
            1).  "SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEYEN" şahısların "suçlu olmadıkları yönünde bir açıklama mevcut değildir.
            2). Üstelik üç adet cinayetin zanlısı Ilgaz mafyasını korumak ve kollamak da Devletin bir Valisinin görevi değildir. 
             Sayın Vali'miz bu iki konuda bir daha düşünmelidir.
             Sayın Vali'ye dedim ki: Sit alanı bu topraklar iki parçadır. Birinci büyük parçada Ilgaz mafyasının 35 adet süper lüks villaları vardır... İkinci küçük parça Fahri isimli bir şahısa aittir ve "tarım alanı" olarak kullanmak dışında hiç bir şekilde toprağını değerlendiremiyor. Ilgaz mafyası rüşvetini bastırıyor, rüşveti seven üç makamdan 60'tan fazla villa inşaat iznini koparıyor. Fahri isimli şahıs da Allah'tan korkusuna rüşveti seven bu üç rüşvetçi müdüre  rüşvetini bastırmıyor, konteynerde sefil bir hayatı hak ediyor. Rüşveti bastırana "paşa" muamelesi yapılırken, rüşvetini bastırmayana "köpek" muamelesi yapılıyor.  Eğer Vali'miz "yalan" söylediğime inanıyorsa, hadi buyursun da beraber teftiş edelim "paşa"ları ve "köpek"leri... Bekliyorum...
             Sayın Vali "SORUŞTURMA İZNİ VERMİYORUM" demekle rüşvetçiler AK'lanmaz, rüşvetçileri korumuş ve himaye etmiş olur ki bu bir suçtur. Üstelik yasalarımızda "rüşvet" isminde suç mevcuttur ve yedikleri belgelenenler cezaevinde paşa paşa yatmaktadır. Demek ki Sayın Vali'miz "rüşvet" kelimesinin ne anlama geldiğini  bilmemektedir. Rüşvet demek, bir hainin hainliklere para karşılığında göz yumması demektir. Yukarıda dedik ki: Yasalar önünde suçlu olan bir kimseye "yardım ve yataklık eden" bir başka  kimse suç işlemiş sayılır.  Hal böyle olunca yediren kadar, yiyen de hain oluyor, göz yuman ve AK'layan da hain oluyor. Hainler eskiden darağacında sallandırılırdı.  Şimdilerde başımızın tacı...
             Sayın Vali'ye hatırlatırım: Şahsıma gönderilen yazıda deniyor ki: "Suçun öğrenilme tarihi: 26/03/2009..."Oysa bu suçu ihbar ettiğim tarih 2004 senesinin başıdır ve beş senede yüzlerce keredir... Bir çok ihbarımın  belgesi vardır fakat ilgili makamlar hain çıkmıştır ve ısrarla kapatma yolunu seçmiştir.  Ayrıca  2006 senesinde Eskişehir 1. Asiye Ceza Mahkemesi'ndeki dosyamdan 20'ye yakın belge çalınmıştır. Bu belgeler kaçak villalarla ve birinci dereceden korunması gereken sit alanlarıyla ilgili belgeler, dökümanlar ve yazışmalardır. Çalan da Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısıdır. Bu yasadışı işleri kimlerin örtbas etmeye çalıştığı ortada değil midir? Devletim ve memurları çetelelerle birlik olmuş, hem rüşvet yemiş, hem yağmalatmış, hem ihbarlarımı değerlendirmemiş, hem belgeleri Mahkeme dosyasından çalmış... Bunları yapanlar kimmiş? Devletin mevki-makam sahibi sorumluluk taşıyan memurları... Hepinizin Allah belasını versin... Devletin maaşlı hainleri, Ilgaz mafyasının yalakaları...  Bu AK'lama yazısını şahsıma postalayanlar utanmıyor da  Vatandaş Kenan mı utanacak? 
              Sayın Vali'ye hatırlatırım: Şahsıma gönderilen yazıda deniyor ki: "İl Emniyet Müdürlüğü tarafından  yapılan tespit ve arama neticesinde her hangi bir suç ve suç unsuruna rastlanmadığından, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına... "  Sayın Vali'mizin Allah'ı ve Kitab'ı, vicdanı var mı acaba? Eğer varsa bir daha ortaya koysun ve düşünsün: Ilgaz mafyasının tarihi eser kaçakçılığında kullandığı suçbirlikçileri Organize Suçlar ve Kaçakçılıkla Mücadele Şubesi'nin tüm personeli... Kaçakçılıkla mücadele etmek için görevlendirilen bu zerzevatlar, Ilgaz mafyasıyla suçbirliği yapıp Eskişehir'in tarihini talan ettiler. Bunu senelerdir anlatıyorum. Anlattığımın ispatı  var. Bu zerzevatlar, şahsıma yazıda bildirilen  Eskişehir Emniyet Müdürlüğü'nün  "suç unsuruna rastlamayan" personeli değil mi? Suçbirliği yaptığı şahısları ele veren bir zerzevat ben görmedim, sayın Vali'miz gördü mü? Dahası: "Kovuşturmaya yer olmadığına" kararı veren Cumhuriyet Başsavcısını  yasadışı işlerin belgelerini çalmakla suçlamıyor muyum?  Ortada ÇETE'leşmiş devletin personeli suçbirliği yapıyor fakat Sayın Vali'm görmek istemiyor. Utanmadan bir de AK'lama yazısı postalıyor... Bu tür AK'lamaları ne ben yerim, ne Yargıtay...
               Sayın Vali'ye hatırlatırım: Şahsıma gönderilen yazıda deniyor ki: "İlimiz Kültür Müdürü Ali Osman Gül hakkında  soruşturma izni verilmemesine..."  Eskişehir Valisi adına şahsımdan ifade alan Vali Yardımcısı  Aydın Tetikoğlu şöyle bir soru sormalıydı: "Ali Osman Gül rüşvet yedi mi, yemedi mi? Yediyse nasıl ve hangi hizmetinin karşılığında yedi?" Böyle bir sorunun cevabı şahsımdan istenmemesine rağmen görüyorsunuz bir kalemde AK'landı... Oysa Ali Osman Gül rüşveti yemiştir. Zamanı gelince hesabı sorulacaktır, yedikleri kıçından kan olup akacaktır.
               Müze Müdürü Dursun Çağlar ve makamı, eğer ki bir kanun tanımaza "1. dereceden korunması gereken sit alanına istediği villayı yapar" raporuna göz yumuyorsa ve üstüne  şahsıma "Ilgaz AŞ ve yakın çevresine koleksiyoner belgesi verilmemiştir" yazısı veriyorsa, iki yüzlülük yapıyor demektir ve böyle bir müdürün yeri işgal ettiği makam olamaz. Bu sit alanı adı üzerinde "Korunması gerekiyor"du. Frig krallığına ait başka illerdeki sit alanları yasalarla korunurken, bu müdür ve suçbirlikçisi diğer iki müdür, sorumlulukları olan Frig Krallığı'nın antik sit alanını "korumak" yerine, 70'e yakın süper lüks villalar altına gömdürdüler. Eskişehir Valisi'nin "Soruşturma izni verilmemesine" yazısı ile kurtulacağını sanan, yanılır...  Hülya Çopuroğlu hakkında dava açılması ve beraat etmesi de önemli değildir. Olması gereken adaletin Hülya Çopuroğlu'nu beraat ettirmeyeceğini biliyorum.  Bu davalar zamanı gelince açılacak...
              Meral EMEL hakkında suç duyurusunda bulunmadım. Ilgaz mafyasının sahte ruhsatlarıyla ilgili iki şahısı suçladım: Odunpazarı Belediyesi'nin ilk Başkanı Ayhan Boyer ve son Başkanı Burhan Sakallı... Ayrıca Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen hakkında suç duyurusunda bulunmadığım makam kalmadı. Bu üç şahıs hakkında suç duyurularında bulundum ve belgelidir. Belediye Başkanı'nın  izni olmadan  Meral Emel yasadışı iş yapmaz. Rüşveti yiyen namussuzların pislik işleri bu kadının üzerine yüklenmiş. Yargıtay bunu biliyordur, gereğini yapar...
                Sayın Vali'ye hatırlatırım: Şahsıma gönderilen yazıda deniyor ki: "Eskişehir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 25/02/1999 gün ve 767 sayılı kararı ile sit sınırlarının genişletildiği, söz konusu villaların da  genişlemeye ilişkin karardan sonra  yapıldığı..."  Sayın Vali'm konuları ve olayları kesinlikle incelememiş ve bu yazıyı hazırlayan sahtekarlara inanmış, altına da imzasını atmış. Sayın Vali'm bilsinler ki: Bu villaların büyük bir kısmının 25/02/1999 tarihinden önce yapıldığını ispata hazırım. Bu sit alanı üzerine ilk villa temeli 1993 senesinde açıldı ve 1994 senesinde sıra sıra villa dizilmeye başlandı. 1994 senesinde Odunpazarı Belediyesi kurulunca ve rüşvet yedirecek bir Başkan (Ayhan Boyer)  bulununca ilk sahte ruhsatlar 10/03/1995 tarihinde alındı. Sonra devamı getirildi ve 28/11/1997 tarihinde yine bir miktar sahte ruhsat alındı. Bunlar ispatlıdır. Fakat bu yazıyı hazırlayan devletin memurları, safsatalarla dolu bir yazı hazırlıyor ve devletin Valisi'ne imzalatıyor. Devletin memurları Eskişehir Valisi'ni mi keriz yerine koymak istiyorlar, yoksa Vatandaş Kenan'ı mı, anlamış değilim. Eğer ki Sayın Valimiz konulardan bihaber ise ve doğruları bilmeye karar verdiklerinde lütfen Kenan Akkuş'u makamlarına davet etsinler. Çünkü Kenan Akkuş  aptal muamelesi görmekten bıktı. Dahası: Bu sit alanının "özel tarım alanı" olduğunun belgesi var. Eğer Sayın Vali'mde bu sit alanının "Özel yerleşim alanı" olduğunu gösteren bir belge mevcutsa, lütfen tüm villaların ruhsatlarıyla birlikte bu belgeyi şahsıma göndersinler ve ikna etsinler. Ve dahası: Eskişehir İl Jandarma Komutanlığı'nda görevli Yüzbaşı Volkan Yılmaz'a göre: "Üç türlü sit alanı varmış ve bu üç tür sit alanına  inşaat yapılamıyacağı gibi hiç bir surette ruhsat  verilemezmiş." (Tarih:06/05/2004) Ses kaydını dinlemek isterseniz şahsımı makamınıza davet etmeniz yeterli. Bekliyorum...
               Şimdi gelelim daha önemli konuya: Vali Yardımcısı Aydın Tetikoğlu'na verdiğim ifademde dedim ki:"Odunpazarı Belediyesi hiç bir zaman Ilgazlar AŞ'ye ihale vermemiştir." Bu sözümü ısrarla defalarca söylememe rağmen, görüyorsunuz yine bildiklerini okumuşlar: "Odunpazarı Belediyesi'nden aldığı ihalede usulsüzlük yapıldığı iddiasının..."   Böyle bir "ihale iddiası"nda  bulunmadığım için, yalanların altına imzasını atan Eskişehir Valisi'ni kınıyorum ve dürüst olmaya davet ediyorum. Alsın eline verdiğim ifademi, bir daha okusun.  Dedim ki: "Odunpazarı Belediyesi hiç bir zaman Ilgaz AŞ'ye ihale vermemiştir. İhtiyaç duyduklarında zaman zaman, Odunpazarı Belediyesi'ne ait kamyonlarını gönderdiler ve Ilgaz AŞ'ye ait Çukurhisar Asfalt Şantiyesi'nden asfalt satın aldılar. Bu kamyonların tartım ve fiş kesme işini ben yaptım. Bu kamyonlar toplam 20 kadardır. TIR kantarı doğru tartmıyordu ve her kamyonda 1 ton fazla tartıyordu. Toplam 20 ton asfalt, Ilgaz AŞ'nin kasasına haksız kazanç olarak girdi. Bu olay, Ilgaz AŞ'nin yaptığı hırsızlıkların en küçüğüdür." Altına imza koyduğum ve üç nüsha halinde çoğaltılan bu ifadem çalındıysa, Sayın Vali'm üzülmesin, şahsımda ses kaydı vardır, talep ederlerse gönderebilirim. Ayrıca bilsin ki, Odunpazarı Belediyesi'nden çalınanlar sadece devede kulak... Ilgaz mafyasını AK'lamak adına seçildiği ortada. Eğer Vali'm bu devletin Valisi ise, çağırsın makamına şahsımı, Eskişehir Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü hırsızlıklarını, TCK hırsızlıklarını, ETİ GIDA hırsızlıklarını açalım... Var mısın Sayın Vali'm?
             Sayın Vali'me son olarak bir konu daha iletelim: Eğer ki Eskişehir Subay Orduevi çökerse, sorumlu tutacağım makamlar ve isimler arasında olacaksınız... Bilgilendirmediğimi  iddia edebilirsiniz... Ben de o zaman diyeceğim ki: "Bilgilendirilmek adına şahsımı makamına davet etmedi ki..."
              Saygılar... 28/04/2009



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder