5 Mayıs 2015 Salı

BÜYÜKERŞEN, NEDEN SEVGİLİSİNİ VE AVUKATINI MİLLETVEKİLİ YAPMAK İSTİYOR?

HIRSIZ BÜYÜKERŞEN’İN FACEBOOK’A MİLYONLARCA DOLAR RÜŞVET VERİP ENGELLETMESİNE RAĞMEN BU YAZI 112 bin  KİŞİ TARAFINDAN OKUNDU…

HIRSIZLADIĞIN  MİLYONLARCA DOLARI MEZARA MI GÖTÜRECEKSİN?

ENGELLETMEYE DEVAM ET HIRSIZ KÖPEK…

ÜÇÜN BİRİNİ ALACAKSIN…

ORTADAKİNİ TAVSİYE EDERİM, YIKAYARAK YAĞLIYARAK İYİ GİDER…





Büyükerşen, Facebook yönetimine eşek yüküyle rüşvet verip bu haberi engelletmiş olsa da, 4 Haziran tarihi itibariyle okunma sayısı 112.098




BÜYÜKERŞEN, NEDEN SEVGİLİSİNİ VE AVUKATINI MİLLETVEKİLİ YAPMAK İSTİYOR?

HIRSIZ BÜYÜKERŞEN, AKP KURUCUSU ILGAZ MAFYASININ 70 LÜKS VİLLASINA SAHTE RUHSAT DÜZENLEDİ,

8 MİLYON DOLAR RÜŞVET ALDI…

SEVGİLİSİ GAYE USLUER VE AVUKATI SAHTEKAR CEMAL OKAN YÜKSEL, BÜYÜKERŞEN’İN RÜŞVET İŞLERİNİ TBMM’DE KAPATACAK…

Kırmızı çizgilerle işaretlediğim araziye bakınız:
“Fahri’nin Arazisi… Çivi dahi çakmak yasak…”

Arazinin büyük kısmı AKP kurucusu Ilgaz mafyasının…
(70 kaçak lüks villa ve ortasında 2600 yıllık Frigya höyüğü)

Görünen küçük kısımda Cemalettin Sarar’ın fabrikası…

Fotoğrafın tamamı 1. Dereceden Arkeolojik sit alanıdır.
Toprak altında 2600 yıllık Frigya Antik Kenti vardır.
Kalıntılara bire bir şahit oldum…
Zaten çok sayıda belge mevcut elimde.

Fotoğrafta görüldüğü üzere Fahri’nin arazisi çok küçük bir parça ve Frigya Höyüğünden 250 metre kadar oldukça uzakta…

Höyüğün etrafı Ilgaz mafyasının yaptığı lüks havuzlu villalarla çevrili…

Cemalettin Sarar’ın fabrikasıyla Frig Höyüğü arasında 40 metre var.

Şu hale bakınız ki Ilgaz mafyasıyla Cemalettin Sarar, çivi çakmak şöyle dursun, her boku yemiş… Orospu çocukları…

Höyükten 250 metre uzaktaki arazinin sahibi Fahri’ye her şey yasak…

Çünkü AKP’li değil… Fetullahçı değil…
Tayyip’in arkadaşı değil… Büyükerşenci ya da CHP’li hiç değil.

Peki, bu Fahri kim?

…..

Fahri bir gün Büyükerşen’in kapısını çalar ve der ki:

“Sayın Başkan’ım, sebze meyve ektiğim, sahip olduğum arazime iki odalı küçük bir ev yapmak istiyorum… İzninizi istirham ederim…”

Büyükerşen de dalga geçer:

“Olmaz haci… Sana ev yapmak yasak… Arazin 1. derece arkeolojik sit alanında… “

Fahri boynunu büker, gördüğü haksızlıkları sineye çeker…
Bir konteyner satın alır, çivi dahi çakamadığı arazinine götürür, eşiyle ve çocuklarıyla bu konteynerde yaşamaya başlar…

Yıllar geçer…
Büyükerşen’le konuştuğu günlerde 25 adet olan Ilgaz villaları…
Seneler sonra 70’i bulur…

Fesatlık etmez, şikayet etmez… “Kaderim” der geçer…

Sonra bir deli çıkar karşısına ve der ki bu Allah dostuna:

“Sen doğru ol, eğri belasını bulur…”

... ve şu anda Büyükerşen kan sıçıyor...

Yediği rüşvetler götünden kan olup akıyor...

Çünkü Büyükerşen barsak kanseri...

Göt kanseri rüşvetçi piç...

Kenan Akkuş (esrehber)






ESKİŞEHİR’İN EKMEĞİNİ YEYİP, SUYUNU İÇİP...
ESKİŞEHİR’İ SATAN ŞEREFSİZLER SÜRÜSÜ

Her birinin altında son model araba...
Deniz kenarlarında villalar...
Hipodromda koşan atlar...
Bankalarda kabarık hesaplar...

Rüşvet yemeyen yok...

Eskişehir'de AKP kurucusu Ilgaz mafyasıyla Büyükerşen ve çetesi ortak yasa dışı iş yapıyorlar.
Tarihi eser kaçakçılığı, sahte ruhsatlı 70 villa, AKP'lilerin kirli işlerinden milyonlarca dolar rüşvet...
Çok sayıda uyduruk şirket, sahte vakıf... Hepsi soygun üzerine...
Sadece beton yolsuzlukları ortaya çıkarılsa Büyükerşen'in işi biter.
İşi gücü hakimlere savcılara rüşvet vermek, kirli işlerini örtbas ettirmek…
AKP'lilerin kaçak villalarına sahte ruhsat bile düzenlemiş. Bunları ispat ettim.
AKP'lilerle ortaklaşa beni dava etti, hiç biri mahkemelere gelmedi.
Eskişehir savcılarına ve hakimlerine eşek yüküyle rüşvet yağdırdılar.
Eskişehir savcıları ve hakimleri beni linç etti.
Belediyede yönetici olarak çalışanların tamamı rüşvetçi...
Büyükerşen'in hırsız çetesi... Rüşvet yemeyen yok...
Milletvekili adayı olarak gösterilen Gaye Usluer, Büyükerşen'in fırsatçı sevgilisi...
Diğeri avukatı sahtekar pislik Cemal Okan Yüksel...  Büyükerşen’in kirli işlerini örtbas ettirmek için hakimlerle ve savcılarla suç üstüne suç işliyor… Onlarca sahte belge düzenlediler…

Büyükerşen, kirli işlerinin ortaya çıkmaması için sevgilisini ve avukatını milletvekili yapmak istiyor.







KATİL TAYYİP’İN CİNAYETİNİ ÖRTBAS EDEN SAVCI

HABİP KORKMAZ ŞİMDİ ÇORLU BAŞSAVCISI

https://www.facebook.com/kenan.akkus.eskisehir (Tayyip'in emriyle kapatıldı)







HADİ ŞİMDİ SÖYLEYİN...

Hangi savcı bu hainler için iddianame hazırlayabilir?
Hangi hakim yargılayabilir?
... ve hangi gazete yayınlayabilir?

Bu cinayeti benden başka kamuoyuna sunan var mı?

Öldürülmeyi çoktan hak ettim de...
Beceremiyorlar...

Eğer ki bu hırsızlar yargılansaydı...
Binali'nin de kellesi kopardı...
Hırsız Tayyip'in de...
Tornavidacı Feridun ötmeye karar verince...
Adalet Bakanı Bozeşşeğin emriyle dava kapatıldı...

Kenan Akkuş (esrehber)





MUHSİN YAZICIOĞLU'NU BAŞBAKAN TAYYİP ÖLDÜRTTÜ

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu öldürüldüğü günden beri ısrarla “Hizbullah'ın suikastı sonrasında öldürüldüğünü” duyurmaktayım.

Ortada kazadan öte bir olay var ve devlet büyüklerimiz ilk beyanlarında (başta cinayetleri örtbas etmekle meşhur Cemil Çiçek ve Hizbullahçı Tayyip) “Bu bir kazadır” diyerek, suikast olabileceği akla dahigetirilmeyerek önyargılarını ortaya koymuşlardır.

Zaten enkaza ilk ulaşanların ve delilleri karartanların kimler olduğu ortadadır. 3 bin kişinin ve 25 helikopterin katıldığı kurtarma operasyonu tamamen fiyasko olduğu gibi, tamamen düzmece ve göstermelik bir senaryodur.

Eğer istenseydi, kazadan 10 dakika sonra, altı kişinin de üzerinde bulunan ve bunlardan sadece bir tanesinin cep telefonunun verdiği sinyallerle kazazedelerin tam yeri tespit edilebilir, kurtarma helikopterleri bölgeye ulaşırdı. Bilgi de, teknoloji de bu iş için ülkemizde vardır. 112’yi suçlamak ise sadece ahmak kafaların “sıyrılma” çaresidir fakat bunu Kenan yemez.

Maalesef ki Döngel Köylüsünün “köylerinin üstünden ve alçaktan uçan kırmızı bir helikopter geçtiği, daha sonra da patlama sesi duyduklarını, daha sonra bu durumu ilgili makamlara telefonla ilettiklerini”… Bu sözler gerçektir…

Döngel köylüsüne “konuşma yasağı koyan” kimler dersiniz? Enkaza ilk ulaşan köy korucularını susturan, ellerinden telefonlarını alan, koruculara “konuşma yasağı” koyan kimlerdir?

Hadi, sıkıysa konuşturun köylüleri… Aralarından bir tanesi konuşup, “faili meçhul” olmak ister mi acaba?

Bu konuda anlatacaklarım çoktur. Tezgah Fetullah Terör Örgütü’nündür, “Ergenekon safsatalarıyla ilişkilendirilmek adına” tezgahlanmıştır, fakat Vatandaş Kenan bunu yememiş ve “kaza”nın olduğu gün internet sitesinin en üst sayfasında yer vermiştir.

Ergenekon safsatalarının geçmiş dalgalarını hatırlayın. Geçin dalganızı bakayım… 11’inci dalga mıydı? “Baykal’a ve Bahçeli’ye de Ergenekoncular tarafından suikast düzenlenecekti…” Bu lafları ben etmedim. Hizbullahçı Tayyip’in Ergenekon savcıları haber verdiler. Fakat içlerinde Muhsin Yazıcıoğlu da var” diyemediler…

Oysa Muhsin Yazıcıoğlu’nun bindiği kırmızı helikopter’in arka pervanesine “uzaktan kumandalı bombalı düzenek” kondu. Havalandıktan kısa bir süre sonra patlatıldı. Pilot ve yolcular yüksek gürültü çıkaran helikopterin motor sesi sebebiyle patlamayı duymadı fakat pilot kontrolü kaybederek uzun bir süre alçaktan uçtu. Üstelik pilot acemi ya da sıradan bir pilot değil, bir çok tehlikeli durumda bile kullandığı helikoptere hükmedecek tecrübeli bir pilottu ve bu olayda çaresiz kaldı, aracını yükseklere havalandıramadı.

Çok yoğun sis olduğu, dondurucu soğuk olduğu doğru fakat yoğun bir kar yağışı olduğu yalandır. Yoğun bir kar yağışı olsaydı helikopteri tamamen kapatırdı.

Helikopterde bir radar cihazı vardı ve yoğun siste bile karşısına çıkacak dağları ve tepeleri fark edebilirdi. Helikopter çok alçaktan uçarak 150 metrelik bir tepeye çarparak infilak etti. Oysa bu helikopterin yüzlerce metre yüksekten uçması gerekiyordu, çünkü yolu uzundu.

Yerden yüksekliğini gösteren cihazın çalışmaması söz konusu olamazdı. Pilot hatası olamayacağı gibi, pilotun Muhsin Yazıcıoğlu’nu bilerek ve isteyerek öldürebileceği de düşünülemezdi.

Bu tezgah Ergenekon safsatalarının bir parçası olarak düzenlendi fakat Fetullahçıların elinde patladı.

Bölgeye giden ve iki gün sonra ancak ulaşabilen ilk kurtarma timi gelmeden saatler önce Fetullah Terör Örgütü’nün elemanları olan subaylar, bildikleri tezgahın delillerini sildiler. Helikopterin içinden bazı cihazları sökerek yok ettiler.

Helikopter düştükten sonra İHA muhabiri İsmail Güneş 112 Acil Servisi aramıştır. Bu konuşmada bacağının kırık olduğunu, helikopterde bulunanlardan sadece BBP Sivas il Başkanı Erhan Üstündağ'ın inlediğini, BBP Sivas il başkan yardımcısı Murat Çetinkaya ve pilot Kaya İstektepe'den ses gelmediğini, Muhsin Yazıcıoğlu'nu ise ortada olmadığını söylemiştir.

Bu konuşmalar İsmail Güneş'in son konuşması olmuştur. Kazadan 48 saat sonra helikopterin enkazı ve Muhsin Yazıcıoğlu dâhil 6 kişinin cesedi, arama ekipleri içerisinden 17 gönüllü civar köylüsü tarafından Sisne ve Kızılöz Köyleri arasındaki Keş Dağı Kuru Dere Kanlıçukur mevkiinde bulunmuştur.

Enkaz, 48 saat süren arama çalışmalarının yapıldığı bölgenin içerisinde değil 115 km uzağındaydı.

Alman bilirkişilerin bile içinden çıkamayacağı bu tezgah öyle bir ustalıkla hazırlanmıştı ki, bu iş için uzmanlaştırılmış Fetullahçılar bile başarılarına hayran kaldı. Bundan daha temiz bir iş olamazdı.

Hadi buyurun, sıkıştırın Hizbullahçı Tayyip’i… Telefon sinyallerini birkaç dakikada kesin ve net bulabilecek bir teknolojiye sahip olan Türkiye, nasıl ve hangi sebeple 115 km ötede 48 saat oyalandı?

Enkazdan 500 metre uzaklıktaki gazeteciye, kurtarma timindeki 3 bin kişi ve 25 helikopter nasıl ulaşamadı? Donup ölmesi mi beklendi? Anlatacaklarını hiç kimsenin duymaması mı gerekti?

Acaba bu yaşananlar Tayyip’in helikopterinin başına gelseydi, Tayyip kaç saniye sonra kurtarılırdı?

Bu olayda en dikkat çekici kısım: Kurtarma timinin başına geçerek her yere telsiziyle emirler yağdıran ve köylülerin ısrarla işaret ettikleri yöne değil de ters yöne insanları gönderen bu Hizbullahçı zat kimdir?

İşte bu Hizbullahçıyı bulup konuşturursanız, Muhsin Yazıcıoğlu’nu Tayyip'in emriyle  Hakan Fidan ve MİT ajanları tarafından öldürüldüğünü bulursunuz...

Suç delillerini yok eden Binali Yıldırım ve çetesi...


11/11/2012

Kenan Akkuş (esrehber)

https://www.facebook.com/kenan.akkus.eskisehir (Kapatıldı)




MİT, TAYYİP'İN EMRİYLE SUİKAST 
PLANLARI YAPMAYA DEVAM EDİYOR
ÇOK SAYIDA TOPLU KATLİAMLAR YAPACAKLAR
MİTİNGLERİ KANA BULAYACAKLAR




FACEBOOK,
TÜRKİYE'DEKİ TERÖRE
DESTEK VERİYOR

TAYYİP’İN EMRİYLE MİT, TEMİZLİĞE DEVAM EDİYOR
ANKARA’NIN GÖBEĞİNDE DEVLET TERÖRÜ


RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN KATLİAM EMRİNİ VERDİĞİNİ
 SEKİZ GÜN ÖNCE KAMUOYUNA SUNDUM, ERTESİ GÜN 
 https://www.facebook.com/esrehber 
İSİMLİ FACEBOOK SAYFAM KAPATILDI...


ULUSAL KATİLİMİZ TAYYİP VE  DEVLETİN TERÖR ÖRGÜTÜ MİT

Reyhanlı Katliamı:

52 kişinin öldüğü, 146 kişinin yaralandığı korkunç olayda Recep Tayyip Erdoğan, saldırının Suriye gizli servisi tarafından yapıldığı ileri sürdü. Katliamın arkasından El Kaide terör örgütü çıktı. MİT, katliamın yapılacağını bir ay öncesinden tespit edip Recep Tayyip Erdoğan’a bildirmesine rağmen hiçbir önlem alınmadı. Jandarma Eri Utku Kalın’ın istihbarat yazışmalarını Redhack’e sızdırmasıyla olay ortaya çıktı.  Reyhanlı Katliamı’nı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla MİT tezgahlamış, El Kaide teröristleri maşa olarak kullanılmıştı. Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla  soruşturmada gizlilik kararı verildi…

Diyarbakır Katliamı:

Patlamadan birkaç gün önce bombayı koyan Orhan G’nin gözaltına alındığı  ve serbest bırakıldığı anlaşıldı.. Herkes miting meydanına didik didik aranarak girerken bu şahıs aranmadı. O kadar büyük bomba aranmadan miting meydanına soktu. Saldırgan bombayı bıraktıktan sonra elini kolunu sallaya sallaya alandan çıktı. Recep Tayyip Erdoğan PKK’yı suçlarken, katliamın arkasından IŞİD çıktı. Diyarbakır Katliamı’nı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla MİT tezgahlamış, IŞİD teröristleri maşa olarak kullanılmıştı. Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla  soruşturmada gizlilik kararı verildi…

Suruç Katliamı:

Suruç Katliamının bombacısı Abdurrahman Alagöz olduğu ortaya çıktı. Katliamda canlı bomba olarak intihar etti. Abdurrahman Alagöz IŞİD terör örgütü üyesiydi.  Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla soruşturmada gizlilik kararı alındı.  Suruç Katliamı’nı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla MİT tezgahlamış, IŞİD teröristleri maşa olarak kullanılmıştı.

Ankara Katliamı:

Şimdi Ankara katliamı ve resmi makamlara göre 97 kişi öldürülmüştü…
Oysa gizlenen rakam 127 kişi…

Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla soruşturmaya gizlilik kararı alındı…

Seçim arifesinde neden bu katliam tezgahlanmıştı?
Recep Tayyip Erdoğan ve AKP yöneticileri, muhalefet partisine oy yerenlerin miting alanlarından kaçmasını mı istiyordu?

AKP mitinglerinde kuş uçurtmayan AKP ve Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerinin seçim mitinglerinde ve protesto yürüyüşlerinde halkın güvenliğini neden ihmal etmişti?

Ölen 97 kişinin arasında polis yoktu…
Her mitingde halkın arasında görev yapan sivil polisler ve MİT ajanları, Ankara mitinginde neden yoktu?

Katliam yapılacağını polis ve MİT biliyor muydu?

Evet…. Maalesef biliyordu…

Emir büyük yerden, Recep Tayyip Erdoğan’dandı…

Tezhag MİT’in ve Hakan Fidan’ın projesiydi…

Maşa her zaman olduğu gibi IŞİD militanlarıydı…

Kenan Akkuş (esrehber)
10/10/2015

NOTUlusal Katilimiz  Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla bir çok Facebook sayfam kapatılmış, bir çok sayfam engellenmiştir. Devletin terör örgütü MİT, katliamlarda Facebook yönetimiyle ortaklık yapıyor. İhbarlar engelleniyor. Kamuoyuna suç duyurusunda bulunuyorum.


2 yorum:

  1. Vallahi sizin yazdıklarınıza bir yorum yapmam veya paylaşmam mümkün değil..
    Ama size beğeneceğinizi sandığım bir bilgi aktarayım Kenan bey;

    https://www.facebook.com/nebil.koken/media_set?set=a.10207700676500807.1073741953.1409432849&type=3

    YanıtlaSil
  2. Vallahi sizin yazdıklarınıza bir yorum yapmam veya paylaşmam mümkün değil..
    Ama size beğeneceğinizi sandığım bir bilgi aktarayım Kenan bey;

    https://www.facebook.com/nebil.koken/media_set?set=a.10207700676500807.1073741953.1409432849&type=3

    YanıtlaSil